24 Kasım 2014 Pazartesi

Hitler'in Suluboyası 161,000 Dolara Satıldı

Hitler'in yaptığı bu sulu boya eser
18 Kasım 2014'te açık artırmaya çıkarıldı.
2. Dünya Savaşı'nın başlamasına neden olan Adolf Hitler'in, bir diktatör olmadan önce gelecek vaat eden bir ressam olduğunu ve hayalleri alt üst olunca resmi bıraktığını biliyor muydunuz?

Geçtiğimiz cumartesi günü yapılan açık artırmada A. Hitler imzalı bir sulu boya eser 161, 000 Dolara alıcı buldu. Standesamt und Altes Rathaus Muenchen isimli eserde nüfus müdürlüğü ve Münih'teki eski belediye binası resmediliyor.



6 Kasım 2014 Perşembe

Ebola Hastasını İyileştirmeyi Başardılar

Ebola hastalığına yakalanan İspanyol hemşire Teresa Romero'yu iyileştiren doktorlar, onu neyin iyileştirdiği hakkında hala bir fikirleri olmadıklarını söyledi.

Dün öğle saatlerinde Madrid'deki Carlos III hastanesinde taburcu edilen Romero, çok sevinçliydi. Romero'nun doktorlarından Marta Arsuaga şunları söyledi: "Teresa'yı tam olarak neyin iyileştirdiğini söyleyemeyiz. Ancak tedavide Romero'nun bağışıklık sistemi çok önemli bir rol oynadı."

Buşaıcı hastalıklar bölüm başkanı Doktor Jose Ramon Arribas ise Arsuaga'nın açıklamasına katıldığını belirterek şunları kaydetti: "Romero'yu çok çeşitli deneysel yöntemlerle tedavi etmeye çalıştık, bunlar arasında Favipiravir isimli ilaç ve Ebola'dan kurtulan hastalardan aldığımız kanlar da vardı."

Ancak yetkililer hiçbirinin kontrol grupları tarafından denenmediğini doğruluyarak hangisinin etkili olduğu konusunda garanti veremeyeceklerini açıkladılar. Arribas ayrıca, Romero'nun normal yaşantısını sürdürebileceğine dikkat çekti.

DSÖ'nün verilerine göre Ebola'nın 3400'ün üzerinde insanı öldürdüğü söyleniyor. Bunların çoğunun da Batı Afrika ülkelerind emeydana geldiği belirtiliyor. Teresa, Avrupa topraklarında bu hastalığa yakalanan ilk kişi.

30 Ekim 2014 Perşembe

YouTube Aboneliği Ücretli Olacak

Google yönetiminden aktarılan bir bilgiye göre firmanın sahip olduğu YouTube, paralı abonelik sistemine geçmeyi planlıyor. YouTube'dan daha fazla gelir elde etme amacı taşıyan bu hamlenin büyük bir değişime neden olacağı aktarılıyor.



Firmadan yapılan bir başka açıklamada ise şöyle dendi: "Şu anki reklam odaklı YouTube’a ek olarak hayata geçmesi planlanan reklamlardan arındırılmış paralı YouTube versiyonu kullanıcılara daha fazla seçenek de sunacak. Bireysel kanallara abonelik imkanı getirdik. Bizim için mantıklı olabilecek diğer yollar üzerinde de düşünüyoruz. Zaman içerisinde medyadaki duruma bakarsanız çoğunun reklam sunan ve bundan ayrı abonelik hizmetlerinin olduğunu görürsünüz.”

8 Ekim 2014 Çarşamba

Dallas'ta Bir Ebola Hastası Yaşamını Yitirdi

Thomas Eric Duncan 42 yaşında yaşama veda etti.
Amerika'daki ilk Ebola hastası olarak bilinen Thomas Eric Duncan, Texas Health Presbyterian Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Duncan 42 yaşındaydı.
Hastahaneden yapılan bir açıklamada Duncan'ın hayatta kalmak için çok mücadele verdiği belirtildi. Tüm hastahane çalışanlarının Duncan'ın ölümünden çok etkilendiği ve ailesine taziye dileklerinde bulunduğu ise gelen haberler arasında. Bir hükümet yetkilisi ise doktorların onu hayatta tutmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını açıkladı.







4 Ekim 2014 Cumartesi

Apple'ın Başı Dertte!

Bilgisayar korsanlarının sosyal bir haber paylaşım sitesi olan Reddit'i kullanarak 17 bin Apple bilgisayarı ele geçirdiği açıklandı. 

Mac işletim sistemindeki bir açığı kullanan bilgisayar korsanları dünyadaki binlerce Mac bilgisayara erişim sağladı. “Mac.BackDoor.iWorm” isimli trojan sayesinde korsanlar bilgisayarlara erişerek kullanıcıların Reddit hesaplarındaki arama ve yorum yapma fonksiyonlarını değiştiriyorlar.

Rus güvenlik firması Dr Web'in açıklamasına göre bu virüsün bulaştığı Mac bilgisayar komut sunucusuna direkt bağlantı gerçekleştiriyor.



Ontake Yanardağı Patladı!

Japonya meteoroloji istasyonundan aktarılan bilgiye göre, Japonya'daki Ontake Yanardağı bu sabah saatlerinde faaliyete geçti. Gökyüzüne duman ve küller saçılırken bölgede yürüyüş yapan yaklaşık 150 kişi bu durumdan etkilendi.

Volkanın güneyinde bulunan Otaki köyündeki güvenlik güçlerinden alınan bilgiye göre 3 yaralı var. Yerde 40-50 cm arasında kül birikintilerinin oluştuğu da gelen haberler arasında. Olayın ardından yetkililer Ontake'nin Volkanik Alarm Seviyesini 1'den 3'e çıkardılar.





1 Eylül 2014 Pazartesi

3D Yazıcıdan İlk Kez Kale Çıktı

Amerikalı mimar, dünyanın ilk 3 boyutlu kalesini 3D baskı makinesiyle bastı. 

Mimar sırada iki katlı bir ev olduğunu söyledi. İlk başta ev basıp basamaycağından emin olmadığını belirten mimar Andrey Rudenko, kaleyi bastıktan sonra, "Artık kanıtım var, bu işi yapabileceğimden eminim" dedi.

Rudenko'nun kaleyi basmak için kendi ihtiyacına uygun olarak ürettiği bir 3D yazıcıyı kullandığı ifade ediliyor. Ancak Rudenko bu alanda tek başına değil. Bu senenin başında Çinli bir inşaat firması 24 saatten az bir sürede 10 küçük ev yapabildiğini göstermişti. Öte yandan Amsterdam'daki mimarlar ise daha yaratııcı evler tasarlıyor; yapımı 3 sene sürecek olan kanal yanında bulunan bir ev ise bunların son örneği.


16 Ağustos 2014 Cumartesi

Arabaya Aşık Fil

Çok yüksek seviyede testesterona sahip türe mensup bir fil park halindeki bir araçla bir süredir yakınlık yaşıyor. Yanlış zamanda yanlış yerde bulunan Volkswagen Polo markalı aracın içinde bulunan çift, fil kendisini araca sürtmeye başlayınca korku dolu anlar yaşadı. Daha sonra ise aracın dört tekerleği birden patladı. Olay Güney Afrika'da Pilanesburg Ulusal Park'ında gerçekleşti.



Amerikalılar Kendi Kendine Giden Arabalara Alışıyorlar

Kendini kendine giden arabalar geliyor ve bunu ilk deneyen Amerikalılar olacak.

Michigan Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırma Amerikalıların %56'sının kendi kendini idare eden araçlara sıcak baktığını gösteriyor. Bu teknoloji kulağa bilim-kurgu gibi geliyor ancak gerçek olmaktan pek de uzak değil.

Google (GOOG) bunu üzerinde yıllardır çalışıyor, geçtiğimiz Mayıs'ta da bir prototipin tanıtımını gerçekleştirmişti. Ancak bu sistem muhtemelen önümüzdeki 5-6 sene boyunca kullanılamayacak. Yine de günün birinde birçok aracın Google teknolojisine sahip olacağı öngörülüyor. Bu arada Nissan firması da kendi kendine gidebilen bir aracı 2020 senesinde piyasaya sunabileceklerini açıkladı.




FİL GÜNÜ

12 Ağustos Fil Günü'nde filler hatırlandı.

Tüm ekosistemlerdeki canlılar, ki bunlara bitkiler, ağaçlar ve diğer hayvanlar da dahil, yaşamlarını sürdürebilmek için fillere muhtaçlar. Fillerin ayak izi, yağmur sonrası suyun dağılabilmesi için kanal vazifesi görür, bu da daha küçük hayvanları su ihtiyacını daha kolaylıkla giderebilmesine olanak tanır. Bu, 12 Ağustos'ta Dünya Fil Günü'nü kutlamak için iyi bir sebep.


13 Ağustos 2014 Çarşamba

Bruce Dickinson havayolu şirketi kuruyor

Dünyaca ünlü heavy metal müzik grubu Iron Maiden'ın solisti Bruce Dickinson havayolu şirketi kurmaya karar verdi.

Dickinson, Cardiff Aviation adındaki şirketinin birkaç yıl içinde 10 uçaktan oluşan bir filo oluşturmayı ve Galler'deki St.Athan köyünde bulunan 12 bin metrekarelik hangarıyla, niş pazarına girmeyi planladığını açıkladı.

British World Airlines ve Astraeus Airlines'ın yarı zamanlı pilotu olarak 7 bin saat uçmuş olan Dickinson, bazen Iron Maiden üyelerini de konserlere taşıdı. Iron Maiden 2008'de Astraeus'a ait Boeing 757 uçağını kendi logolarıyla donattı ve dünya turu boyunca o uçağı kullandı.

Dickinson, Cardiff Aviation'ın hangarında uçak kiralama şirketleri ve havayollarına bakım ve tamirat hizmeti satıyor. Cardiff, Boeing ve Airbus'ın tüm tek merkezi koridorlu ve geleneksek tasarımlı uçaklarına hizmet verebiliyor.

Iron Maiden'ın solisti ayrıca leasing şirketlerini, eski, kullanılmayan ve sevilmeyen uçaklarını baştan yaratmaya ikna etmeyi hedefliyor. Dickinson yaz tatilleri gibi yoğun zamanlarda, havayolu şirketlerinin filosunu artırmak için o uçakları yeni hâle getirip, devren kiralayacak ve kendi pilotlarını kullanacak.

Cardiff Aviation, Avrupa'daki özel amaçlı charter uçuşları yapan uçak ve pilotların ihtiyacını karşılayacak ve daha sonra kış aylarında da uçakları Asya'ya götürerek, oradaki müşterilere hizmet verecek. Dickinson, Galler'de havayolu pilotlarına eğitim vermeyi ve geçtiğimiz yıl gibi bu planlarını gerçekleştirmeyi umuyor.

Dickinson, geçtiğimiz ay Farnborough'da katıldığı hava gösterisinde şöyle demişti:
"Bu iş, tüm bu alanların işgal ettiği nişleri bilmekten ve birlikte nasıl göründüklerine bakmaktan geçiyor."

Kakasını mesajla yolladı

Oğlunun kakasını mesajla doktora yollayan baba, doktordan yardım istedi. Daha sonradan bir şaka olduğu anlaşılan olay fazla büyümeden kapandı.

Tahta ve Aliminyumu Birleştirdi

Hilla Shamia, tahta ve alüminyumu bir araya getirerek harika mobilyalar üretiyor.

Mobilya tasarımları günümüzde oldukça ilginç şeyler ortaya çıkarıyor. Farklı malzemeler kullanılarak çeşitli zevklere hitap eden mobilyalar tasarımları sayesinde alıcı bulmakta zorlanmıyorlar. Shamia'nın ürettikleri ise başlı başına şaheser...



Ali Eren Kalaycı'nın kaleminden "Mogadişu"

Türkiye’yi Bizim Gibi Seven Şehir “Mogadişu”

Mogadişu; Somali’nin başkentidir. Ülkenin güneydoğusunda, Hint Okyanusu kıyısında yer alır. Ekvator’un hemen kuzeyinde kalan kentin iklimi sıcak ve nemlidir. 1960′ların sonunda genişletilerek çağdaş duruma getirilen limandan, canlı hayvan, deri, muz, kömür, dışsatımı yapılır. Uluslararası Mogadişu Havaalanı, karayollarıyla komşu ülkeler bağlantısı vardır.

Tarih: 10. yüzyılda kurulan kent, Arapların, Doğu Afrika kıyılarındaki ilk yerleşim merkezlerinden biri oldu. 14. Yüzyılda Müslüman Adal Krallığı’nın merkezi oldu. 1871′de Zengibar Sultanlığı topraklarına katıldı, 1892′de sömürgeleştirilerek İtalyan Somalisi’nin bağımsızlığım kazanmasıyla başkent konumu kazandı. Ocak 1991′de, yönetime karşı darbe düzenleyen gerillalarla hükümet güçleri arasında kanlı çarpışmalara sahne oldu.

Tarihsel Eserler: Arap-İtalyan mimarlığının izlerini taşıyan kentte, Fakr-üd Din Camisi (1296), Garesa Sarayı (19. yüzyıl), en önemli tarihsel yapılardır. Zengibar sultanların yaptırdığı Garesa Sarayı’nın bir bölümü günümüzde Somali Ulusal Müzesi’ne dönüştürülmüştür.

Somali'nin başkenti Mogadişu yirmi yıllık iç savaştan yorgun düşmüş bir şehir. Hint okyanusunun üzerinden şehre doğru süzülürken uçağımız sade bir havalimanı karşılıyor sizi. Havalimanından şehre doğru ilerlerken askeri barikatlar açılıyor bir bir. Afrika Birliğinin bölgeye kanalize ettiği toplama askerler havaalanına girip çıkan yolcuları kontrol ediyor. Her an bir saldırı olabilir havasında askerler.

Yol üstünde gördüğümüz insanların büyük bölümü silahlı. Kim asker kim polis kim özel güvenlik pek üniformalarından pek belli olmuyor. Havaalanından şehir merkezine doğru ilerlerken yol kenarında Türk Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcilikleri ve Türk bayrakları çıkıyor karşımıza. Başbakan'ın şehri ziyaret ettiği günlerden kalma eski posterler duruyor hala duvarlarda. İlerledikçe süzgeç gibi delik deşik olmuş harabe binalar beliriyor. Duvarlarda binlerce kurşun izi, roket atar izi. Bu izler ülkenin yaşadığı iç savaşın ne denli yıpratıcı olduğunu göstermeye fazlasıyla yetiyor.

Halkın içine karıştıkça "Türkiye... Türkiye..." sesleri yükseliyor. Çocuklar, kadınlar elleriyle selam ediyor. Somali halkının kalbi Türkiye ile atıyor adeta. Suriyeli bir doktor gittiği her yerde Türk diye hitap edildiğini söylüyor. Başka bir adam Türkiye'nin büyük para getirmediğini ama yitirdikleri umutlarını tekrar yeşerttiğini söylüyor. İHH'sından Diyanet'ine Kızılay'ından TİKA'sına tüm kurumlar harıl harıl çalışıyor. Yetimhaneler, okullar, beslenme merkezleri mağdur halkın ihtiyacını karşılıyor.

İslam dünyasından başka ülkelerinden STK'lar da orada.Dünya kamuoyuna yansıyan kuraklık ve kıtlık azalmışa benziyor. Birleşmiş Milletlerin kıtlık bitti duyurularına rağmen ülkede büyük bir fakirlik ve yoksulluk var. Halk Türkleri ne kadar seviyorsa Birleşmiş Milletlerden de o kadar nefretle bahsediyor. BM'nin Somali için topladığı paraları Kenya'da harcayıp bitirdiğini belirtiyorlar. Somali için toplanan milyar dolarlardan Somali'ye bir kuruş daha gelmediğini söyleyerek kızıyorlar.

BM destekli geçici hükümet ile savaşan El Şebab örgütünün Mogadişu'da yeni çekildiği bir bölgeyi geziyoruz. Yoğun çatışmaların yaşandığı bu bölgede evler darma duman vaziyette. Burası bir zamanlar şehrin en işlek çarşısı olan Bakara Market olarak biliniyor. Amerika'nın üstün teknolojiye sahip Black Hawk helikopterlerinin düştüğü yer.

Mogadişu sokaklarında binlerce mülteci var. Boş arsalara yerleşmiş mülteciler kendi imkânları ile derme çatma çadırlar kurmuş. Temel insani ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan bu insanlar ekonominin çöktüğü ülkede ayakta kalma çabası veriyorlar. 20 yıllık iç savaşa rağmen toplumun dirilmek adına gösterdiği çaba ise takdire şayan. Somali halkı çevre ülkelerin aksine oldukça çalışkan ve dindar. BM'nin Amerika'nın hoyrat müdahalelerine rağmen yıkılmaması büyük bir fedakarlık.

Başkent Mogadişu'da pozitif bir atmosfer var. İnsanlar son aylardaki değişimi tanımlamakta zorlanıyor. Konuştuğumuz bir iş adamı "%1000" diyor "araba geçmeyen sokaklarda artık trafik var" diyor. Diasporada yaşayan Somalililer geri dönerek beraberlerinde getirdikleri sermayeler ile iş kuruyorlar. Bu dönüşümde muhakkak Türkiye de büyük pay sahibi.

Somali'deki son siyasi konjonktüre bakıldığında EL Şebab ile Türkiye'nin karşı karşıya geldiği görülüyor. Türkiye'nin geçici hükümeti destekleyen tutumu ve El Şebab'ın giderek zayıflayan askeri gücü Şebab cephesinde Türkiye karşıtı söylemleri güçlendiriyor. Türkiye'nin NATO'yu ya da BM'yi tekrar Somali'ye sokarak askeri operasyonlara öncülük etmesinden korkuluyor. Türkiye'yi seven Türk insanın desteğini takdir eden sıradan Somali halkı Libya gibi bir müdahale ile karşılaşmaktan tedirgin oluyor. Sağlıklı iletişim ve haberleşme kanallarının olmaması ise farklı söylem ve yalan yanlış iddiaların ortalıkta dolaşmasına sebep oluyor.

Türkiye bugün Somali'ye yardım götüren ve bunu koordineli yapabilen tek devlet. Bu Batı tarafından şaşkınlık ve kıskançlıkla karşılanırken İslam dünyasında takdirle karşılanıyor. Güvenlik gerekçeleriyle Batılılar ülkeye girmekten korkarken Türk yardım çalışanları çalışmalarını başarıyla sürdürüyor.

Umarız bütün bu çabalar boşa gitmez ve Somali'de akan kan durur.Yaklaşık 9 milyon nüfusa sahip Somali'de eğitim ve sağlık hizmetleri tamamen paralı. BM'nin desteklediği Geçici Hükümet sadece Mogadişu'yu kontrol ederken ülkenin güney ve orta kesimleri El Şebab'ın kontrolünde. Ülkenin Kenya sınırı Kenya askerleri tarafından işgal edilirken Etiyopya sınırında ise Etiyopya'nın işgal ettiği bölgeler var. Mogadişu'nun kuzeyinde ise hükümetin desteklediği başka silahlı çeteler kontrolü elinde tutuyor. Daha kuzeyde ise Somaliland ve Putland bölgeleri var ki onlar da yarı bağımsız statüye sahip.

Durum böyle olunca Somali'de ekonomik faaliyetler çok sınırlı devam ediyor. 1991'den beri silahların susmadığı ülkede insanlar devamlı hareket halindeler yaşadıkları yerleşkelerde çatışma yaşandığı daha güvenli bölgelere göç ediyorlar. Bu da beraberinde büyük bir göçmen sorunu getiriyor.

Göçmenler gittikleri yerlerde canlarını kurtarmak pahasına kötü şartlara razı olurken ülkede devlet yapısının olmaması durumlarını daha da kötüleştiriyor. Bu yüzden de devletin sahip çıkamadığı bu insanlara, yetim çocuklara, savaş mağdurlarına bakmak yerli ve yabancı Sivil Toplum Kuruluşlarına düşüyor.

Hem İslam dünyasının hem de Türkiye'nin Somali'deki bu çetin imtihanda başarılı olması sabır ve özveri gerektiriyor. Bu soruna müdahil olan tüm tarafların ekonomik ve politik çıkarlarını düşünmeyi bırakıp samimi davranması çok önemli. İdeolojilerin, strateji oyunlarının ve kısır çekişmelerin perişan ettiği bir halkın hak ettiği saygı ve onuru yeniden kazanması tek amaç olmalı. Somali'de akan kanın bir an önce durması dileğiyle...

Ali Eren Kalaycı


9 Ağustos 2014 Cumartesi

Phil Mulloy'un Tüm Filmleri

İngiliz Kraliyet Sanat Akademisi mezunu senarist, animasyon film yapımcısı ve yönetmen Phil Mulloy, tüm çalışmalarını www.philmulloy.tv adresinde paylaştı. Sitede sanatçının yaklaşık 80 adet kısa animasyon filmi bulunuyor.
Intolerance filminden bir kare
Phil Mulloy

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Farelere Ödül!

Filipinler'in bir şehrinde, bir yetkilinin bugün belirttiğine göre öldürülen fare başına ödül dağıtılıyor, bunun amacı ise kemirgenlerin idrarından yayılan ölümcül bir salgının önüne geçmek.  
Olongapo şehri sakinleri yakaladıkları ve öldürdükleri her yetişkin fare için 10 peso (23 sent), yavru fareler için beş peso alıyorlar. Şehrin Sağlık Yöneticisi Jaime Alcano, bunun amacının sıtmayı önlemek olduğunu belirtti. Olongapo Belediye Başkanı Rolen Paulino'nun bu kampanya fikrini ortaya attığı söyleniyor.

Geçen hafta başlayan ve bir ay sürecek olan kampanya süresince şehir sakinlerinin 44 fare öldürdüğü kaydedildi. Başkan Paulino şu açıklamayı yaptı: "Kampanyamızın başarısı sadece yakalana fare sayısına bağlı değil. Bu, sadece bizim farkındalık çalışmamızın bir parçasını oluşturuyor."

Sıtma, Filipinler'in birçok bölümünde yıllık sel olduğu dönemlerde yaygınlaşan bir hastalık. İnsanlar sel sularında yürürken ya da vücutlarında bir kesiğe bu su değince bile bu hastalığa yakalanabiliyorlar. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre enfeksiyona yakalanan insanların %5'i ila %30'u yaşamlarını yitiriyorlar.

Alcano, Olongapo'daki tüm öğretmenlere hastalığa yakalanılmaması için yapılması gerekenleri anlatan seminerler düzenleyeceğini, böylelikle de öğrencilere bu bilgilerin aktarılacağını söyledi.


Mikrobotoksla Göz Altı Kırışıklıklar Tarih Oluyor

Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Mustafa Karaca, “Alt göz kapağına botoks uygulaması yapmak kimi zaman kötü sonuçlar doğurabiliyor. Alt göz kapağında aşağı çekilmeler görülebiliyor. Oysa yeni uygulanmaya başlayan bir yöntem olan mikrobotoks tekniği ile botoks alt göz kapağına da rahatlıkla uygulanabiliyor, cildin daha parlak ve genç gözükmesi de mümkün oluyor” diyor.



Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Mustafa Karaca
Botoks göz çevresindeki kırışıklıkları yok etmeye yardımcı olurken maalesef göz altındaki kırışıklıklara uygulanamıyor. Alt göz kapağında deformitelere neden olan botoksun yeni alternatifi mikrobotoks ise bu konuda devrim yaratmayı amaçlıyor. Op. Dr. Mustafa Karaca, “Göz altına yapılan klasik botoks uygulaması ince bir enjektör ucuyla deriyi ve deri altı dokusu geçilerek yapılıyor. Kas bulunuyor ve enjeksiyon kasın içine yapılıyor. Buradaki amaç ise kası bloke etmek. Mikrobotoks yönteminde ise botoks uygulaması mezoterapi şeklinde yapılıyor. Yani düşük dozlarda çok fazla noktaya yapılırken cildin altındaki kasa değil cildin içine veriliyor. Bu uygulamanın amacı kasın cilde uzanan dallarını bloke etmek oluyor. Bu uygulama yapıldığında alt göz kapağının orta kısmına kadar botoks yapmak mümkün. Böylece oradaki kırışıklıkları açmak da mümkün” diyor.

Yağlı Ciltlerde de Etkili
Mikrobotoks’un avantajları bunlarla da bitmiyor. Özellikle yağlı cilt yapısına sahip olan ve yüzünde akne sorunu yaşayanlar için de oldukça etkili bir yöntem. Cildin içine verildiği için cildin içindeki ter ve yağ bezlerini de etkileyerek bloke ediyor. Böylece ciltteki yağlanma azalıyor ve kalın cildin daha ince ve pürüzsüz gözükmesi daha parlak ve genç gözükmesi de sağlanıyor.


İlk Kez Bir Tümör Ameliyatsız ya da Radyasyonsuz Alındı


Toronto'daki Çocuk Hastanesi (SickKids Hospital) doktorları ilk kez bir tümörü radyasyon ya da ameliyat yöntemi kullanmadan almayı başardılar. MRI makinesinin yüksek güçlü ultrason dalgaları sayesinde tümörün büyümesini engellendi.

Toronto'daki Çocuk Hastanesi (SickKids Hospital) doktorları 16 yaşındaki Jack Campanelli'nin kalçasındaki tümörü MRI makinesi yardımıyla yok etmeyi başardı. Yaklaşık iki hafta önce gerçekleştirilen operasyon bir ilk olmasıyla öne çıktı. Campanelli, ameliyat olma fikri hoşuna gitmediği için, doktorların ona sunduğu bu invaziv olmayan prosedürü denemeyi çabucak kabul etti.

Tümörü Yok Etmek Yarım Gün Sürdü 
16 yaşındaki Jack Campanelli
Bu prosedürün araştırmalarını yöneten hastanenin Nöroşirurji Bölümü Başkanı James Drake şu açıklamayı yaptı: "Bu prosedür tamamen radyasyonsuz. Dolayısıyla bu işlemi istediğimiz kadar tekrar edebiliriz. Doğru kontrol edildiği sürece çevre dokulara tamamen zararsız." Campanelli şu anda tümöründen tamamen kurtulmuş durumda.

Bu arada hastaneden bu tip denemelerin dokuz hastada daha devam edeceği ve yaklaşık bir sene içinde de diğer çeşit tümörleri de hedefleyeceği açıklaması yapıldı.


"EECP Tedavisi Sağlık Harcamalarında Tasarruf Sağlıyor"

Prof. Dr. Günsel Şurdum Avcı
Prof. Dr. Günsel Şurdum Avcı, EECP tedavisinin, koroner kalp hastalarında maliyetli tedavilere gereksinimi azaltarak, sağlık harcamalarında ciddi tasarruf sağladığını söyledi.

Kansız, ameliyatsız bir tedavi olan EECP tedavisinin, kalpte doğal bypasslar oluşturan ve damarları damar sertliğine karşı koruyan bir tedavi olduğunu belirten Prof. Avcı “Koroner kalp hastalığı kronik ve ilerleyici bir hastalıktır. Kalp damarlarında ciddi darlıklar oluştuğunda uygulanan balon-stent tedavisi ve bypass ameliyatı bir süre için iyilik sağlamakta, yeniden darlıkların oluşması ile hastalık yeniden ortaya çıkmaktadır. EECP tedavisi ise balon-stent ve bypass uygulamalarından sonra yeniden darlıkların oluşmasını geciktirmekte, hastaların iyilik sürelerinin daha uzun ömürlü olmasını sağlamaktadır. Böylelikle, hastane başvurusu, hastane yatışı, efor testi, miyokard sintigrafisi, koroner anjiyografı, balon-stent uygulaması gibi maliyetli tanı ve tedavi yöntemlerinin sık tekrarına gereksinimi azalttığı için, hastanın ve kurumların sağlık harcamalarında tasarruf sağlayacak bir tedavidir” dedi.

Maliyeti En Düşük Tedavi
Prof. Avcı ayrıca koroner kalp hastalığının ileri dönemlerinde, kalp damarlarında tam tıkanmalar oluştuğunu, kalp krizleri sonucu ortaya çıkan kalp yetersizliğinde de, EECP tedavisinin hastaları yeniden yaşama döndürdüğünü ve maliyeti en düşük tedavi olduğunu belirtti.

Ülkemizde kalp hastalarını, ileri teknoloji ürünü ve yüksek maliyetli yöntemlerle tedavi etmenin daha rağbet gördüğünü vurgulayan Prof. Avcı, “Birçok kardiyoloji merkezi büyük yatırımlarla ileri teknoloji ürünü ve maliyetli yöntemleri uygulamaya sokmakta, özel sigortalar ve diğer sağlık kurumları ile de bu yöntemler için anlaşma yapılmaktadır” dedi.


5 Ağustos 2014 Salı

ZMapp, Ebola'ya Çare Mi?

Dr. Kent Brantly, Ebola virüsünü Liberya'da bir hastaneden kaptı.
Gizli serum ZMapp'in Ebola'ya çare olabileceği düşünülüyor. Bundan beş gün önce Amerikalı doktor Kent Brantly, ölümcül Ebola virüsüne yakalandığında öleceğini düşünmüştü. 

Liberya'daki bir meslektaşından virüsü kapan 33 yaşındaki doktor karısını arayıp ona veda bile etmişti. Ancak olaydan saatler öncesinde henüz deneme aşamasında olan ZMapp serumu Brantly'nin tedavi gördüğü kliniğe ulaştırılmıştı. Gizli serum soğuk zincirde ve açık bilgilerle kliniğe ulaştırılmıştı.

Dr. Brantly, ambulanstan indiğinde kendi kendine yürüyebiliyordu.
Serumu denemek o an için çok riskliydi çünkü serum daha önce sadece maymunlar üzerinde test edilmiş ve işe yaramıştı, insanlar üzerinde ise daha önce hiç denenmemişti. Ancak ölümle burun buruna olduğunu ve kaybedecek bir şeyi olmadığını düşünen Brantly serumu denemeye karar verdi ve daha sonra doktorların belirttiğine göre adeta mucizevi gelişmeler yaşandı. Serumu aldıktan bir saat sonra Brantly'nin durumu iyiye gitmeye başladı, nefes alış verişi normalleşti ve vücudunu kaplayan kızarıklık ise yok olmaya başladı. Hatta son gün kendisini Atlanta'ya götürecek özel jete binmeden önce kendi kendine banyo bile yapabildi. Brantly ayrıca Emory Üniversite Hastanesi'ne geldiğinde Amerika'daki ilk Ebola virüsü taşıyan hasta olmuştu.

Serumu Brantly ile birlikte alan bir diğer hasta olan Nancy Writebol'un ise Liberya'dan ayrıldığı ve yakın bir zamanda Atlanta'da Brantley'nin bulunduğu hastaneye gideceği belirtildi. Ebola için henüz kanıtlanmış bir tedavi olmamasına rağmen artık gözler bu iki hastanın üzerinde, bu deneysel ilaç ise yoğun bir şekilde tartışılmaya başlandı  bile...


4 Ağustos 2014 Pazartesi

HES Şantiyesi Yakıldı

Olayda yanmış bir kepçe.
Rize’nin İkizdere İlçesi Şimşirli Köyü'nde yapımı durdurulan HES projesinin şantiye sahası kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce kundaklandı. Olayda proje dosyaları ile şantiyedeki araçlar ve gereçler hasar gördü.

Yetkililerin suç duyurusunda bulunduğu olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Şimşirli HES projesi ile ilgili iki ay önce köylülerin protesto gösterileri sırasında jandarmanın müdahalesi sonrası çıkan olaylarda bazı köylüler ile askerler yaralanmış, bu olaylardan sonra HES projesinin durdurulmuştu.

1 Milyon Lira Zarar
Enerji şirketi sahibi İlyas Ekşi, bir süre önce Şimşirli Köyü’nde HES yapımı için çalışma başlattıklarını söyledi. Ekşi, “Bölge halkı bu projeye karşı çıktı ve bölgede bir takım olaylar yaşandı. Bu olaylar sonrası Rize Valiliği'nin talimatı ile çalışmaları durdurduk ve HES tüneli ile şantiye ye geçen köprü girişini kapattık. Ancak gece birileri gelip şantiyemizi ateşe verdi. Tüm evrak araç ve gereçler kullanılamaz hale geldi. İş makinelerimiz zarar gördü. Hasarımız Yaklaşık 1 milyon lira" dedi.


Silah Şeklinde Çakmak Başını Yaktı

Stephen White, Beretta silaha benzer çakmakla yakalandı.
Silah şeklinde bir çakmakla yakalanan kişi 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. İsminin Stephen White olduğu belirtilen şahıs, Beretta silah şeklinde bir çakmakla ortaya çıkınca tutuklandı.

Cezanın süresine itirazda bulunacağı belirtilen White, sadece para cezasına çarptırılacağını bekliyordu. 62 yaşında annesi Grace şunları söyledi: "Bu çakmak yıllardır evimizin odasında duruyordu. Yıllar önce onu Stephen'a üvey abisi Bulgaristan'dan tatilden döndüğünde hediye etmişti. Topluma ibret olsun diye cezalandırdılar ve bu hiç de adil değil."

White'ın kardeşi 42 yaşındaki Gary ise ailenin şokta olduğunu ifade etti. Gary şunları söyledi: "Sadece bunu taşıdığı için böyle bir ceza almış olması adil değil, o hiç kimseyi tehdit etmemişti."







200 Yolcu Taşıyan Vapur Battı

Bangladeş'te 200 kişi taşıyan bir vapurun battığı belirtildi. Polisten gelen açıklamaya göre yaklaşık 200 yolcu taşıyan bir vapur Bangladeş'in başkenti Daka'nın güneybatısında alabora oldu ve sulara gömüldü.

Olay yerinde bulunan işçilerinse şu ana kadar 100 kadar yolcuyu kurtardığı bildirildi. Henüz bir ölüm olayının yaşanmadığı ise gelen bilgiler arasında.

MV Pinak-6 tipi olduğu bildirilen geminin battığı sırada Padma nehri üzerinden geçmekte olduğu ise gelen haberler arasında.

Polis memuru Mohammad Saiful Hasan Badal, vapurun aşırı yüklendiği ve nehirdeki şartların da zor olduğu yönünde haberlerin kendilerine ulaştığını söyledi. Badal, yolcuların çoğunun Ramazan Bayramı ziyaretinden döndüğü belirtti.

Vapur kazalarının çok sık yaşandığı Bangladeş'te 2012 senesinin mart ayında en az 145 kişinin öldüğü bir kazanın meydana geldiği yetkililerce hatırlatıldı.


22 Temmuz 2014 Salı

Egzersiz Bantları Ağırlıktan İyi

Daha önce egzersiz bantlarını kullanmadıysanız ya da bundan yeni haberiniz oluyorsa faydalarını duyduğunuzda çok şaşıracaksınız.

Ağırlık kaldırmak size zor geliyorsa egzersiz bantlarını denemenizde fayda var çünkü basit aletlerin sağlığınız için daha iyi olduğu söyleniyor. Bir egzersiz bandıyla her türlü güç egzersizini - göğüs presleri, omuz pres, triseps, pazı bukleler ve hatta çömelme - yapabilirsiniz ve asla ağırlığa gereksinim duymazsınız. Bu da yalnız başınıza kolaylıkla kullanabileceğiniz anlamına geliyor. Her yerde ve her zaman egzersiz yapmanıza olana sağlayan egzersiz bantları gayet ideal...




Tyson, Fiterman ile Anlaştı

Fiterman Sports Group, ünlü boksör Mike Tyson ile uzun süreli bir anlaşma imzaladığını duyurdu.

Ağır sıklet boks şampiyonu olan Tyson, ESPN tarafından "Ağır Sıklet Tarihinde En Sert Vuranlar" listesinde birinci sırada ve Ring Dergisi de Tyson'ı "Tüm Zamanların En İyi 100 Boksörü" listesinde on altıncı sırada açıklamıştı. Hollywood aktörü, Broadway yıldızı, New York Times tarafından seçilen en çok satan yazar ve bir toplumsever olan Tyson, bu yaptıklarıyla boks kariyerinin ötesine geçti.


İzlenebilir Bavullar


Avrupalı bir bavul üreticisi olan KONAS firması sayesinde artık izlenebilir bavullarımız da oldu.

KONAS firmasının ürettiği ve akıllı telefonlarınızla izini sürebileceğiniz dünyanın ilk ve tek izlenebilir bavulunun çanta ve sırt çantası gibi birçok seçeneği de bulunuyor. Teknolojinin son nimetleriyle bezenmiş bu bavulların içinde bir adet izleme aygıtı bulunuyor, bu sayede bavulun çalınma ya da kaybolma durumunda bulunması çok daha kolay oluyor. Kayıp ya da çalınmış bavulun izi GPS, GSM ve WiFi teknolojileri ve özel bir akıllı telefon uygulaması kullanılarak sürülebiliyor. Bu uygulama ise tamamen ücretsiz...


18 Temmuz 2014 Cuma

Örümceği Öldürmek İçin Evi Yaktı


Çakmak ve sprey kullanarak evindeki örümceği öldürmeye çalışan şahıs neredeyse evini kül ediyordu.

Çamaşırların arasındaki örümceği öldürmek için aerosol ve çakmak kullanan şahıs, evin alevler içinde kalmasına sebep oldu. 

Seattle İtfaiye Teşkilatı, yanan evde çok sayıda ateşli silah ve cephanelik olduğu bilgisini alması üzerine civar evlerin boşaltılmasını sağladı. 

Patlamanın evin bir katında yaklaşık 60 bin dolarlık hasara neden olduğu belirtilirken, evde kiracı olarak kaldığı belirlenen kişinin yaralanmadan alevlerin içinden kurtarıldığı belirtildi. Çerez Haberler - Seattle A.B.D.



14 Temmuz 2014 Pazartesi

Büyüklere Yaz Kampları


Çocukluk fantezilerinizi büyüklere yönelik bu kamplarda gerçekleştirin.

Eğer bir muhasebeciyseniz ve hep bir astronot olmak istediyseniz ya da emekli bir öğretmenseniz ve gençliğinizde bir rock yıldızı olmak istediyseniz, pek de geç kalmış sayılmazsınız. Aslında sadece yetişkinlere yönelik bu yaz kamplarına gitmenin tam da sırası!

Yetişkinlerin içlerindeki çocuğu serbest bırakabilecekleri, dahası çocukluk hayallerini gerçekleştirebilecekleri yaz kampları var. Bu yaz kamplarının listesini aşağıda bulabilirsiniz:

Rock ‘n’ Roll Fantazi Kampı, Las Vegas
http://www.rockcamp.com/

Üzüm Kampı, Sonoma
http://www.sonomagrapecamp.com/

Yetişkinler için Uzay Akademisi, Huntsville, Alabama
http://www.spacecamp.com/

Sörf Kampı Avustralya, Avustralya'da birçok yer.
http://surfcamp.com.au/

Tam liste için linki tıklayın http://bit.ly/1qrseiM.

Google Glass'a Zihin Kontrolü

Yeni yayınlanan uygulama, Google Glass kullanıcılarının sadece düşünerek istedikleri işlemleri yapabilmelerine olanak tanıyor.

Beyin dalgalarını okuyabilen bu yeni uygulama sayesinde Google Glass kullanıcıları sadece düşünerek fotoğraf çekebiliyorlar ve yine sadece düşünerek internete yükleyebiliyorlar.






meraklisina.net Gazetemizin Sponsoru Oldu

Yalnızca meraklılarına elektronik ürünler sunan www.meraklisina.net online alışveriş sitesi blogumuzun tanıtım işlerine el attı. Tanıtım sponsorluğu anlaşması bugün öğle saatlerinde imzalandı.


www.meraklisina.net

13 Temmuz 2014 Pazar

Suarez'in Babasından İsyan

Luis Suarez artık Barça forması giyecek

"Diğer oyuncuların topuklarını ısırdığım için bana 'küçük köpek' lakabını takmışlardı ancak ben şu anda haftada sadece 75 pound kazanıyorum" diyen futbolcu Luis Suarez'in babası Rodolfo Suarez, oğlunun Barcelona futbol takımına 75 milyon poundluk transferine böyle serzenişte bulundu.


Taksi şoförlüğü yaparak haftada 75 pound kazanan Rodolfo Suarez de önceleri oğlu gibi futbol oynuyormuş. İtalyan milli takım oyuncusu Giorgio Chiellini'yi ısırarak tartışmalara neden olan Luis Suarez, Barcelona'ya 75 milyon pound karşılığında transfer olarak gündemdeki yerini korumaya devam etti.

Dev Lego Tuğlalar İnşaat Sektörünün Geleceği mi?

Oyuncak evler yapmak için Lego, gerçekten iyi bir seçenek. Fakat bir firma, 'akıllı tuğla' modelleyerek işleri biraz daha büyütmüş.

Bu akıllı tuğlalar, Lego benzeri ancak çok daha büyükleri... Tuğlalar, çok kuvvetli katı, ve harç yerine yapışkan bir maddeyle tutturuluyorlar, ayrıca gerekli durumlarda çelikle de desteklenebiliyorlar.

Şu anda prototip aşamasında olan ürünün yakın bir gelecekte duyurulması planlanıyor. Firmadan yapılan açıklamada ise henüz girilecek pazarlara tam olarak karar verilmediği ancak dünya genelinde kabul göreceğine inanıldığı kaydedildi.

12 Temmuz 2014 Cumartesi

Yavru Balina Kurtarıldı

Batı Kanada'da sahile vuran bir yavru balina Vancouver Akvaryum Denizcilik Bilim Merkezi'ne götürüldü. 


Yavru balina, sağlık ekibi tarafından kurtarıldı.
Veterinerler ve teknisyenler kendini sahile vurmuş halde bulan yavru balinayı kurtarmak için seferber oldular. Yavrunun durumunun sahilde bulunduğunda çok kötü olduğu belirtildi ve bilim merkezine götürülürken yolda sürekli sağlık müdahalesinde bulunulduğu yetkililer tarafından aktarıldı. Yalnızca 4-6 haftalık olduğu bildirilen yavrunun henüz kendi kendine yüzemediği için özel bir havuza yerleştirildiği ise gelen bilgiler arasında. Cinsinin 'Sahte Orka' olduğu öne sürülen yavrunun tedavisinin ve bakımının devam edeceği belirtildi.


11 Temmuz 2014 Cuma

Uzaktan Kumandalı Doğum Kontrolü

Yöntemin denemeleri 2015'te yapılacak
 MicroCHIPS tarafından başlatılan ve Bill & Melinda Gates Vakfı'nın desteklediği proje kapsamında gebelik önleyici bu yöntem 2015'te denenmeye başlanacak.
MIT Technology Review'de yer alan habere göre 20 x 20 x 7 millimetre boyutlarında ve levonorgestrelin hormonu içeren bir çip deri altına yerleştirilecek. Aktarılan bilgiye göre çipte 16 yıl boyunca gebeliği önleyebilecek kadar levonorgestrelin bulunacak.
Sistem şu şekilde işliyor; hormon her gün 30 mikrogram kadar içeri sızacak. Tek bir düğmeye basılarak yeniden hamile kalmak mümkün olabilecek. Bir kez daha tıklanıldığında ise sistem yeniden çalışacak ve gebeliği önleyecek. 

160 Yolcuya 35 Pizza


Washington'dan Denver'a uçan Frontier Airlines uçağının pilotu rötarlı kalkış nedeniyle yolcularından ve kabin ekibinden özür dilemek için 35 tane pizza sipariş etti. 

Pizzaları getiren pizzacı çocuk, "Bana sipariş iletildiğinde saat 22:30 sularıydı. Pilot öyle sanıyorum tüm ekibi ve yolcuları doyurmak zorunda kalmış olacak ki tam 35 pizza sipariş etti" açıklamasını yaptı.
Cheyenne'deki pizzacıdan pizzaları getiren pizzacı çocuğun uçağa eskortlar eşliğinde gittiği belirtildi. Pizzaların parasının kredi kartıyla ödendiği önemle vurgulandı. Düşük fiyatlı hava yolu hizmetleri için çok az umut olsa da umulur ki bu olay havacılık tarihinde güzel bir jest olarak yerini alır.

İzledikten Sonra Dürün!

LG'nin tanıttığı esnek ve dürülebilen bu TV modeli, izleme ve kullanma alışkanlıklarımızı alt-üst edebilir. 
Güney Koreli üretici LG iki yeni ekran tanıttı. Bunlardan bir tanesi o kadar esnek ki tamamen dürmek mümkün, üstelik TV'nin görüntüsü bundan asla etkilenmiyor. Uzmanlar  bunun, hayatımızdaki ekran kullanma anlayışını, akıllı telefonlar ve hatta aracınızın ön camını bile, baştan aşağı değiştirebileceğini belirtiyor.
LG'nin 2017 yılına kadar 60 inçlik Ultra HD dürülebilen bir ekran üretebileceği belirtiliyor. Esnekliğin ise plastik yerine "yüksek moleküler bazlı poliimid film" kullanılarak sağlanılacağı söyleniyor.